Yürüme, kas koordinasyonu ve dengenin birlikteliğini gerektiren bir eylemdir. Yürüme bozukluğu ise, bu eylem sırasında altta yatan bir nedenden ötürü bu ahenk ve dengenin bozulması, kontrol dışı bir düzende gerçekleştirilmesi olarak ifade edilebilir. Bu düzensizlik, sürekli ya da geçici olabilir. Yürüme bozukluğuna sebep olabilecek pek çok durum söz konusudur. Kas – iskelet sistemi rahatsızlıkları, nörolojik hastalıklar, temaruz (simülasyon), konversiyon (histeri), iç kulak hastalıkları (denge problemleri) gibi genel problemler yürüme bozukluklarına neden olabilir.
Ortopedik rahatsızlıklar açısından yürüme bozuklukları ele alındığında, en temel geçici ve ani başlayan yürüme bozukluğu sebebi travmalardır. Kırık, burkulma, bağ yaralanmaları gibi patolojik durumlarda hasta dengesini kuramayıp ilerleyici kas hareketlerini simetrik olarak tamamlayabilir. Aynı şekilde, gövde altı uzuvlarında olan doğumsal ya da gelişimsel anomaliler düzgün basmayı engelleyerek farklı yürüme karakteri ile günlük yaşamı etkileyebilir.
Yürüme bozuklukları değerlendirilirken, kişinin karşıdan, arkadan, hem sağ hem sol yan tarafından dikkatlice incelenmesi gerekir. Baştan ayak parmaklarına kadar yürüme sırasında vücudun hareketleri ve denge kurma biçimi gözlemlenmelidir. Günümüzde ileri teknoloji gerektiren yürüme analizi laboratuvarları az sayıda da olsa mevcuttur. Özellikle bilimsel araştırmaların ön planda olduğu bu analizler, karmaşık etkilen gösteren ve görsel analizin yetersiz kaldığı durumlarda tercih edilmektedir.
Çocukların ilk 2-3 yaş civarı yürüme öğrenme dönemleridir. Bu ve daha küçük yaş grubunda olan sağlıklı çocuklarda yürüme bozukluğu olduğunu söylemek zordur. Devam eden basış problemi ve dengesizliklerde ayrıntılı sistemik bir değerlendirme ve yürüme analizi yapmak önemlidir.
Altta yatan bir nedene bağlı yürüme bozukluğunda bu sorunlar dikkatlice ele alınmalı ve tedavi edilmelidir. Enfeksiyon, travma gibi sonradan gelişen hastalıklarda tedavi sonrası yürümenin normalleşmesi olasıdır. Ancak, serebral palsi, kas hastalığı, kemik deformitesi gibi durumlarda olabildiğince normal yürüme karakteri kazanılması için çeşitli tedaviler uygulanabilir. Bu gibi durumlarda özellikle tedaviyi tamamlayıcı olarak fizik tedavi uygulamalarına da önem verilmelidir.